13 Aralık 2011 Salı

Pattaya Bir Ada Değildir

Bangkok'a her geldiğimde kendimi Lilliputlar'ın ülkesine gelmiş Güliver gibi hissediyorum. Sadece Bangkok'ta değil aslında, gittiğim çoğu uzakdoğu ülkesinde durum bu. Çocuklar hiç çekinmeden uzun süre sizi inceliyor, büyükler kaçamak bakışlarla süzüyor, bazıları beraber fotograf bile çektirmek istiyor. Yurdum insanı olan ben bile burada bu kadar ilgi görüyorken İlhan Mansız'ın Uzakdoğu popularitesine şaşmamak gerekiyor galiba. Onlar da boyutları, inanişları, kültürleriyle benim için çok farklılar zaten.

Bangkok'a bu defa gelirken listemde özellikle Pattaya vardı. Gelişimin ertesi günü Wat Pho'yu görmeye giderken- ki bu tapınak Unesco koruma alanlarından biri ve içeride 'Uzanmış Buda' gibi birçok Buda heykeli bulunuyor- hazır İngilizce bilen taksici bulmuşken hemen sorduk Pattaya'ya nasıl gidileceğini. Adam tabii ki hemen kendisinin 'uygun bir fiyat' karşılığı götürebileceğini söyleyerek aynı anda elindeki 'çeşitli' broşürleri gösterdi. Biz iyi niyetli davranıp hayvanat bahçesi ve Pattaya'yı seçtik ve ertesi gün sabah buluşmaya karar verdik.

Taksici şaşırtıcı bir şekilde sabah tam sözleştiğimiz saatte otelin önündeydi. Şaşıırtıcı çünkü alışveriş yaptığınız çoğu Taylandlı hiç güven vermiyor. Pazarlığa başlıyorsunuz örneğin ama indirimin ucu yok gibi, mesela terlik soruyorsunuz pazarda. 2000 (TH)B'lik bir terliği sonunda 50 B'a alabiliyorsunuz. Ne zaman buradan birşey alsam içimde hep bir şüphe oluyor biraz daha indirim yapar mıydı acaba diye.

Yolculuğumuza başlıyoruz ve bir saat sonra Sriracha Tiger Zoo isimli hayvanat bahçesine geliyoruz ama bu bizdekiler gibi bir hayvanat bahçesi değil pek. Mesela burada 3 aylık yavru kaplanları kucağınıza alıp sütle besleyebiliyorsunuz, gorillerle aynı salıncakta oturup el ele fotoğraf çektirebiliyorsunuz yada fillere binip etrafta gezebiliyorsunuz.

 

Sirklerdeki gibi şovlar da var. Kafasını kocaman bir timsahın içine sokmuş adam size el sallıyor, tonluk filler dans ediyor, kaplanlar sırayla birbirlerinin üstünden atlıyorlar. Hayvanların bu akrobatik hareketleri öğrenirken ne kadar acı çektiklerini düşünmek istemiyorum ama ağzımız açık izledik bütün şovlarını. Burada 3 saat geçirdikten sonra taksiye koşuyoruz. 
 Bir saat daha sonra nihayet Pattaya'ya ulaşıyoruz. Ben Pattaya'yı tek başına bir ada sanıyordum ama burası Bangkok'un güneydoğusunda, Tayland Körfezi'ne kıyısı olan bir şehir. Taylandlı kadar yabancı insan var neredeyse çevrede. Çoğunun neden burada olduğu malum, emekli olduktan sonra buraya gelip yerleşen çok Avrupalı, Kanadalı da varmış. 'Walking Street' isimli gece hayatının merkezi olan yere yakın bir plajda iniyoruz ama resimlerde gördüğümüz beyaz kumlu, turkuaz denizi olan Pattaya'ya benzemiyor burası. Plajı yok denecek kadar küçük, çoğu Rus turistler sıkışık, paketlenmiş, denizi de kötü görünüyor. Taksicinin bizi bir tekneye yönlendirdiğini görünce seviniyorum.

20 dakika sonra bahsettiğim güzellikte bir adaya geliyoruz. 'Ko Larn' isimli ada tabiiki bizden önce çoktan keşfedilmiş, birçok turist var etrafta ama çok daha sakin bir ada. Denizin dibindeki dümdüz kumu neredeyse heryerden görebiliyorsunuz. Belki de aralık ayı olmasındandır ama Bangkok'un nemli, yapış yapış havası yok burada, ılık bir rüzgar var. Yemek siparişi verip hemen denize giriyorum. Bir türlü derinleşmeyen ve ılık denizi sevmiyorsunuz burada yüzerken çok mutlu olacağınızı söyleyemem ama bu mevsimde bunu bulunca neredeyse bütün gün denizden sadece yemek yemek için çıktım.

Thai yemeklerine genel olarak bayılıyorum ama burada siparişi alan kızla bir şekilde anlaşamadığımız için biraz sinirlendiğimi itiraf etmek zorundayım. İkinci defa yanlış geldikten sonra artık bir kere daha bekleyemedim ve beklediğimden güzel çıktı yemeğim. Lahana, kereviz sapı ve tavuk karışımının en güzel haliydi diyebilirim. 


Biz akşam ayrııldık Pattaya'dan, gece hayatını göremedim ama zaten Bangkok'tan çok da farklı olduğunu düşünmüyorum, go-go barlar, ladyboylar, çeşitli yaşlardan Thai kızları. Zaten Walking Street'te ve ana caddede hafiften bir hareketlenme başlamıştı biz giderken. 



Sadece Pattaya için gelinir mi buraya çok emin değilim ama Bangkok'a yada yakınlara (örneğin Kamboçya'ya) gelirseniz buraya mutlaka uğrayın derim.
   
  

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder